11 Şubat 2015 Çarşamba

Avrupa Kılıcı Temel Kısımları

Avrupa kılıçlarının genel olarak demirden üretildiği bilinmektedir.Metal kullanımını konusunda gelişemeyen Avrupa bu teknik gerilik sebebiyle, daha hafif ve sağlam olan metal kılıç türleri kullanan Türkler karşısındaki savaşlara daima dezavantajlı olarak başlamıştır.Genel olarak kılıç türleri, süvarilerin yaygın olarak kullandığı hafif eğri yapıya sahip olan "saber" ve daha düz yapıdaki "sword" olmak üzere ikiye ayrılmaktadır.


11 Ocak 2015 Pazar

Japon Kadın Savaşçılar

Japon üst sınıfa ait bir kadın savaşçı fotoğrafı 19 YY.


Onna - Bugeisha"ya ( kadın savaşçı ) grubuna ait bir savaşçı fotoğrafı.Orta Çağ savaş yöntemlerinin 19.YY başlarına kadar kullanıldığı Japonya'da, dul ve asi kadınlar istedikleri taktirde ailelerini korumak amacıyla, belli bir eğitim aldıktan sonra bu gruba dahil olabiliyordu.Feodal Japonya'daki Bushii sınıfına dahil olan kadın savaşçılar bazen kadın samuray olarak da adlandırılmakta, hatta savaş zamanları erkek samuraylarla da savaşamaktalardı.Empress Jingu, Tomoe Gozen, Nakano Takeko ,Hojo Masako bu kadın savaşçıların önde gelenlerindendir.



KIŞKIRTICI YOLCULUK



Geçmişin derinliklerinden gelen davetkar teklifin karşı konulmaz büyüsüne kapılıp, yeni yerler keşfedebilmek arzusuyla yola çıkan birer seyyahtık hepimiz.


Kimi zaman ıssız bir ipek yolunda rast geldiğimiz sıcacık bir handa, kimi zaman ise duvarlarında rengarenk freskler bulunan şirin bir kilisede konaklarken bulduk kendimizi.


Nice insanın girmeye cesaret edemediği karanlık ormanlarda ilerledik günler boyunca, üzerimize yorgunluğun kasvetli mayışmışlığı çöktüğünde ise akasya ağacının altında ruhumuzu mest eden kokusuyla soluklandık.





Şafak vaktinin sessizliğini yırtan karga sesleri ile açtık gözlerimizi her zamankinden daha farklı bir güne ve devam ettik rotamız doğrultusunda sonsuza dek sürecek olan yolculuğumuza...


Ucu bucağı gözükmeyen ovaları kızıla boyayıp saatler içinde haritaları değiştiren korkunç savaşlar gördük, fakat hiçbir zaman vazgeçmedik atımızı uzaklardaki diyarlara sürmekten...



Kanın en koyusuna şahit olan gözlerimiz, aşkları uğruna tereddüt etmeden kendilerini ölümün soğuk ve ürpertici kollarına bırakan fedakar aşıklar gördü...Duyguların kılıç kadar keskin saflığı tarafından kuşatılmıştık adeta...




Yaşantımızın yosun tutmuş karanlık sularından başımızı çıkartıp bir an bile olsa berrak gerçekliği seyre dalmak, devingen duygulara yol açıp paralize etmişti tüm bedenimizi...Şaşkınlığın toz perdesi yavaş yavaş kalkmaya başlamış, tüm taşlar teker teker zemine oturmaktaydı.


Anlamlandirma çabamızın sonunda ise farkettik ki, çıktığımız yolculuk aslında geçmişe değil, gerçeğin özüne, ta kendisine yapılan bir yolculuktu...